BAKAN AKDAĞ YALNIZ DEĞİLDİR !

Erzurum’a özel hastane konusu ‘Bakan Bey karşı’ diyorlar. Mevcut özel hastaneyle ortaklık yaptığınızı bile dillendirenler oldu. Gerçekten karşı mısınız?’ diye sordum.

“Kim bunu söylüyorsa şerefsizin önde gidenidir” dedi.

Şaşırdığımı anladı ki; “Benden böyle bir şey duymamışsındır” dedi.

Evet, duymamıştım. İlk kez böyle cümleler çıkıyordu ağzından.

“Ben vatandaşın özellikle yoksul, orta halli insanların kamu hizmeti alması için ömrünü adamış bir insanım. Bunu kim söylüyorsa şerefsizin önde gidenidir. Ne diyeyim başka? Açık söylüyorum kim olursa olsun. Böyle bir şeyi, bir insana, ne hakla iftira yaparlar? Elinizde bir bilgi olur, belge olur. Sadece Erzurum’da bir hastane işi değil bu… Bütün Türkiye’deki özel hastaneler için politikamla karşılarına dikilmiş adamım.”

Konuşurken sinirli de değil, her zaman olduğu gibi sakindi.

Ama belli ki, yıllardır yapılan bu dedikodudan rahatsızdı.

Bu ülkede Refik Saydam’dan sonra en uzun Sağlık Bakanlığı görevini yürüten, siyasette ciddi bir karşılığı olan Prof. Dr. Recep Akdağ veriyordu bu tepkiyi!

Özel hastane konusunu açık ve net bir şekilde anlattı.

Kulak verelim kendisine.

“Türkiye hekim sıkıntısı yaşıyor ve Erzurum bunu en az hisseden illerden biri. Son yıllarda özel sektöre bir kaçış var. Bu durum Erzurum’da en az yaşansın diye gayret ediyoruz. Çok sayıda uzman üniversiteden ve şehir hastanesinden özele transfer edilirse ne olur?”

“Bakın Erzurum’un mevcut şehir hastanesinin uzmanlarıyla, yönetimiyle iyi hizmet etmesine ihtiyacı var. Özel hastaneye kimin ihtiyacı olur, parası olan zengin insanların ya da kamu hizmet veremiyordur, mecburen vatandaş verir parasını gider özel hastaneye. Ben bunu niye isteyeyim? Ben böyle bir adam değilim ki! Özel hastane zenginlere hizmet eden bir yerdir. Erzurum halkının yüzde kaçı her hangi bir özel hastaneye, mevcuda ya da açılması muhtemel olana rahatça gider, para öder? Yüzde 5’i ya da 10’u diyelim. Ben yüzde 90’ın hizmet almasına hayatını adamış bir insanım. Bakın Recep Akdağ’ın bakanlığı döneminde 2008’de Türkiye’de özel hastanelerin büyümeleri, gerek yerlerinde büyümeleri, gerek başka hastanelerin açılmaları, gerekse oraların doktor istihdam etmeleri kontrol altına alınmıştır. Bunun için bana ‘komünist bakan’ bile dediler. İstediklerini söylesinler benim için ihtiyacı olan dar gelirli vatandaşın hizmet alması önemli.”

“Bu konuyla ilgili bana gelip sorduklarında hep şunu söyleyeceğim, söylüyorum da. Hekimleri dışarıdan getirirseniz ben böyle bir fikri desteklerim ama şehirden alıp oraya götürecekseniz desteklemem. Bakanlık lisans ruhsat verir vermez o ayrı mesele!”

“Bana iki ayrı yerden geldiler. Böyle bir şey düşünüyoruz dediler, her ikisine de aynı şeyi söyledim. Şehir içinden transfer ederseniz ben buna şiddetle karşı çıkarım. Dışarıdan 50 doktor daha getirsin, hastanelerini açsınlar. Buna seviniriz. Ama kamudan, üniversiteden, şehir hastanesinden doktor transfer ederlerse beni fikren karşılarında bulurlar.”

Beğenin ya da beğenmeyin bu bir politika.

Defalarca gündeme getirip eleştirdiğim bir konusu

Yüzde 10’luk dilimde değilim ama şehrimde bir marka hastane olmasını da isteyenlerdenim.

Özel hastanemiz olsun derken, körü körüne ya da yüzde 90’ı hiçe sayma gibi bir derdimizde yok.

Nüfusu Erzurum’dan çok daha az olan şehirlerde zamanında nasıl ki, 3-4 hastane yapılmışsa şehrimde de yapılabileceğine inananlardanı

Şehir ve üniversite hastanelerindeki kaliteyi artırma gayretiyle yüzde 90’ı düşünen Sayın Akdağ’ın yüzde 10’a sırt döneceğini de sanmıyoru

Çünkü o öyle bir siyasetçi değil

Çözüm için bir formül bulacağını ya da dediği gibi ‘dışarıdan hekim getirsinler’ mantığına karşılık verecek bir müteşebbis çıkacağını düşünebiliriz.

Yalnız iftira nedir ya

Çamura bak, hastaneye ortak

Yahu istese zamanında bir değil onlarca hastane sahibi olur, kimseyi de ortak etmezdi.

Kusura bakmayın da içimizden çıkardığımız ‘bir markaya kara çalmak’ da zaten bize yakışırdı