Erzurum

Sürdürülebilir Turizm Haftası Olsun

Sürdürülebilir Turizm Haftası Olsun

Bu Konuda Politika Üretmelidir”

5 Nisan – 22 Nisan tarihleri arasında Dünya genelinde kutlanan Turizm Haftası
münasebetiyle, Turizm Haftası ve sürdürülebilir turizm konusu hakkındaki
görüşlerini aktaran Atatürk Üniversitesi Turizm Fakültesi Arş. Gör. Dr. Yusuf
Bayraktar, Birleşmiş Milletlerin 17 maddeden oluşan Sürdürülebilir Kalkınma
Amaçları ile turizmi ilişkilendirdi.
Turizmin sosyal, kültürel ve ekonomik yapısıyla birçok alanı ilgilendiren ve
kalkınma bakımından itici sektörlerin başında gelen bir alan olduğuna dikkat
çeken Dr. Bayrakrar, kalkınma olayının ise her ülkenin ilk hedefi konumunda
olduğunu söyledi.
Kalkınmayı birçok alanda incelemenin mümkün olduğunu belirten Bayraktar
şunları ifade etti: “Nitekim genellikle ekonomi alanıyla ilişkilendirilen kalkınma
olayı aslında parayla ifade edilebilen bir olgu değildir. Kalkınma bir bölgedeki
refah düzeyinin artırılabilmesiyle mümkündür. Destinasyonlar açısından
kalkınmayı turizm aracılığıyla sağlamak elbette ki güçlü bir avantajdır. Fakat
kalkınmayı sağlamak kadar sürdürülebilirliğini de düşünmek daha doğru bir
politika olacaktır. Sürdürülebilirlik konusunda dünyada birçok karar alıcı
mekanizma politika üretiyor ancak hayata geçirilme oranları ne düzeyde bunu
tartışmak gerekiyor. Sürdürülebilir kalkınma politikalarından en önemlisi
Birleşmiş Milletler tarafından ortaya konulan ve 17 maddeden oluşan
Sürdürülebilir Kalkınma Amaçlarıdır. Şüphesiz bu amaçlara ulaşabilmek adına
turizm alanını aracı olarak kullanmak doğru bir politika olacaktır.”
“Ülkeler Turizm Alanında Sürdürülebilirliği Önemsemeli ve Bu Konuda
Politika Üretmelidir”
“Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları turizm alanı bakımından düşünüldüğünde
sürdürülebilir turizm konusu ortaya çıkmaktadır. Sürdürülebilir turizm konusu
başlangıçta turizmin yol açtığı çevresel tahribata odaklanmışken artık sosyal ve
ekonomik sürdürülebilirlik konularını da gündemine almıştır. Ülkeler turizm
alanında sürdürülebilirliği önemsemeli ve bu konuda politika üretmelidir. Bu
açıdan Kültür ve Turizm Bakanı’nın açıkladığı sürdürülebilir turizm hedeflerine
hizmet edecek olan projeyi destekliyorum. Bu projeye göre Türkiye’deki tüm
konaklama işletmeleri Bakanlık belgesi alacak ve tümünün güvenli turizm
sertifikasına ve yeşil yıldıza sahip olması sağlanacak. Projenin hayata
geçirilmesi turizm sektörünün ürettiği ana ürün olan konaklama alanına
sürdürülebilirlik açısından can suyu olacaktır. Çünkü turistin en fazla vakit
geçirdiği ve tükettiği turizm ürünü olan konaklama faaliyetinin üretimi sırasında
doğaya önemli ölçüde enerji akışı gerçekleşiyor. Proje amacına ulaşabilirse
elbette önemli bir adım, ancak sürdürülebilirliği konuşurken projenin

sürdürülebilirliğini es geçmek olmaz. 24-27 Mart 2022 tarihinde düzenlenen
"Daha İyi Bir Dünya İçin Turizm" kongresinde çevresel sürdürülebilirlik
konusunda yaptığımız çalışmanın sonuçları biraz can sıkıcı. Yeşil yıldıza sahip
bir konaklama işletmesini çevresel duyarlılık açısından inceleyen araştırma,
işletmenin yeşil yıldıza sahip olmasına rağmen çevre politikalarının birçok
açıdan yetersiz olduğunu ortaya koyuyor. Politika üreticilerine ne kadar iş
düşüyorsa işletmecilere belki daha fazlası düşüyor. Sürdürülebilirliği yalnızca
bu iki paydaş bakımından değerlendirmek yetersiz olur. Çünkü tam
sürdürülebilirliği sağlamak; karar alıcıların, işletmecilerin, turistlerin ve yerel
halkın bu bilince ulaşmasıyla mümkün olabilir. Bu husus bizi alan yazında yeni
bir kavrama götürüyor:
"Sorumlu Turizm"
“Bu kavram tüm turizm camiasında benimsenmeli ve tüm faaliyetler bu
çerçevede yürütülmelidir. Sorumlu turizm kavramı; sorumlu turist, sorumlu
işletme, sorumlu personel... gibi birçok çeşitliliği barındırıyor. Özetle ekonomik,
çevresel ve toplumsal refah seviyesine ulaşma hedefinde; sürdürülebilir turizm
ve sorumlu turizm konularını önemsemek sektörün geleceği açısından oldukça
önemli.
Yerelde istihdamın desteklendiği, enerjinin verimli kullanıldığı, atıkların doğru
yönetildiği, biyolojik çeşitliliğin korunduğu, toplumsal ve kültürel değerlerin
korunduğu, yerel işletmelerin desteklendiği ve en önemlisi dezavantajlı
grupların da erişebildiği nice turizm haftalarına… Tüm turizm camiasının
sürdürülebilir turizm haftası kutlu olsun.”