Futbol sadece koşmak, mücadele etmek, topu ileri taşımak değildir. Oyunu yönlendirmek, tempoyu belirlemek, topun kıymetini bilmek gerekir. Takımımızda ne yazık ki bu niteliklere sahip, üretken bir orta saha oyuncusu yok. Orta sahada görev yapan isimlerden beklentimiz, maçın kaderini değiştirmeleri, hücuma yön vermeleri. Ama bu mümkün değil çünkü sistem içinde özgürlükleri sınırlı, görevleri dağınık, sorumlulukları belirsiz.
Bugün futbolun en büyük silahı olan "oyun aklı" bizde eksik. Bu eksikliği oyuncuların sıradışı performanslarıyla kapatmaya çalışmak ise hayalciliktir. Oyunculara yüklenen bu bireysel beklenti, onları yıpratmakla kalmaz, sistemi de çökertebilir. Oysa çözüm sistemde, planda, dizilişte ve cesur tercihlerdedir.
Yaş ortalaması yüksek. Sakaryaspor gibi ligin en yaşlı takımlarından birine karşı bile tempoyu yükseltemeyen bir anlayış, ilerleyen haftalarda daha genç ve dinamik takımlara karşı ne yapacak?
Kenarda Müdahale Etmeyen Bir Teknik Direktör
Teknik direktör bir takımın beynidir. Kenardan gelen talimat, doğru zamanda yapılan oyuncu değişikliği ve maç içi hamlelerle takım yönlendirilir. Ama maalesef sahada sıkışan oyuna kenardan hiçbir müdahale gelmiyor. Hoca susuyor, takım kilitleniyor.
Oyuncu değişiklikleri geç yapılıyor. Maçın ritmi kaçıyor, skor elden gidiyor ama kulübeden hâlâ bir hamle göremiyoruz. Bu kadar dar bir skor aralığında oynarken bu kadar geç kararlar almak kabul edilemez. Üstelik elinizde bazı mevkilerde şans bekleyen, hazır oyuncular varken.
FURKAN ÖZHAN NEDEN OYNAMIYOR?
Furkan Özhan gibi bir oyuncu bu takımda banko oynamalı. Sahada ayağı düzgün, oyunu okuyan, yetenekli ve istekli bir oyuncu arıyorsak, bu tanıma en uygun isimlerden biri Furkan'dır. Ama biz onu kulübede unutuyoruz. Arda Kara ise tam bir muamma. Milli takım formasını giymiş bir oyuncu, bırakın ilk 11'i, kadroya bile giremiyor. Bu, sadece futbol mantığıyla açıklanabilecek bir durum değil.
Kadro tercihlerinde bir adalet sorunu var. Yoksa gerçekten bir "Karadeniz lobisi" mi dönüyor? Bunu konuşmak zorundayız. Bu memleketin çocukları, kendi takımında forma şansı bulamıyorsa orada bir yanlış vardır. Taraftar bunu görüyor. Sessiz ama izliyor. O sabır bir gün taşar.
Çift Forvetten Korkmak Niye?
Sakaryaspor gibi hücumda etkisiz bir takıma karşı bile neden çift forvetle sahaya çıkılmaz? Neden rakip ceza sahasına adam sokulmaz? Neden risk alınmaz? Bugün değilse ne zaman?
Bir hoca geldiği günden beri ilk 11'de hiç değişiklik yapmıyorsa, o zaman ya elindeki oyunculara güvenmiyordur ya da takımı izlemiyordur. Her hafta aynı kadroyla, aynı anlayışla, aynı skorlarla nereye varacağız?
Yönetim Üzerine Düşeni Yapmış, Sıra Sende Hocam
Yönetim görevini yapmış: Transferler yapılmış, maaşlar zamanında ödeniyor, tesisleşme var, kadro genişliği sağlanmış. Tribün desen dolu. Taraftar zaten takımın arkasında. Peki ya teknik kadro? Sadece kenarda izleyerek, kaderine razı bir takım mı yaratacağız?
Bu takımın kumaşı sağlam. İçeride mücadeleci, dışarıda taktiksel olarak oyuna hükmedebilecek bir potansiyel var. Ama terzisi yanlış dikiş atarsa, bu kumaş çürür.
Yol Yakınken...
Bugün susarsak, yarın konuşacak bir yerimiz kalmayabilir. Eksikleri görmezden gelirsek, yarın sadece kayıpları konuşuruz. Bu takımda umut var. Ama o umudu filizlendirmek için artık bir değişim şart.
Hocam, biraz cesaret, biraz vizyon, biraz da adalet. Oyuncu tercihlerinize dikkat edin. Gençleri kazanın. Oyun içinde aktif olun. Taraftar artık sahada emek görmek istiyor. Yoksa tabelaya bakmadan desteğini veren bu camia bile umudunu yitirir.
Yol yakınken dönülür. Ama önce niyet gerekir.