Aziz milletimiz, evlatlarını kendinden koparan hain ve iş birlikçi darbecilere ve birliğimizi tehdit edenlere bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da geçit vermeyecektir.
12 Eylül'den 15 Temmuz'a tüm ihanet şebekeleri, millet iradesi karşısında yenildi.
Özellikle 15 Temmuz direnişi, tüm darbelere karşı milletimizin verdiği cevap oldu.
Demokratik yönetimlerde en yüksek prensip 'Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir' ilkesidir.
Bu ilkeyi ortadan kaldırmaya kalkanların yaptığı, her şart altında ihanettir.
Üzerinden 44 yıl geçmesine rağmen halen utançla hatırladığımız 12 Eylül, demokrasi tarihimizde kara bir leke olarak kalacaktır.
O karanlık günlerde haksız şekilde darbecilerin zulmüne uğrayan, işkence gören, idam edilen tüm vatandaşlarımızı saygıyla ve rahmetle yad ediyorum.
Bu millet, bir daha asla yeni 27 Mayıs'ların, 12 Eylül'lerin, 28 Şubat'ların, 15 Temmuz'ların yaşanmasına izin vermez.
Bizler de Cumhurbaşkanımız ve Genel Başkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde her zaman darbelerin karşısında durmuş bir siyasi kültürün temsilcisi AK Parti kadroları olarak milli iradeye ve demokrasiye sahip çıkmaya devam edeceğiz.
Ülkemiz, anayasanın askıya alındığı kanlı darbenin hemen sonrasında yapılan ve sonrasında defalarca değiştirilen bir anayasa ile yönetilmekte.
Büyük ve güçlü Türkiye’nin ilerleyişinin önündeki en önemli setlerden biri olan ve artık miadını doldurmuş bu darbe ürünü anayasa yerine; tamamen milli iradenin ürünü sivil ve özgürlükçü bir anayasa yapılmasının zamanı çoktan geldi.
Böyle bir anayasa hem bundan önceki tüm demokrasi ayıplarının üstünü örtecek hem de bundan sonraki darbe heveslilerinin heveslerini kursaklarında bırakacaktır.