Dün Saraçhane'de topluluğa seslenen Dilek İmamoğlu’nun sözleri, kamuoyunda haklı olarak tepki çekti.
Özellikle Kent Lokantaları ile ilgili sarf ettiği "Emekliler et yüzü gördü" ifadesi, hem üslup açısından son derece yanlış hem de toplumun onurunu zedeleyen bir nitelik taşıyor.
Öncelikle belirtmek gerekir ki, Kent Lokantaları bir kamu hizmetidir.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından vatandaşın yanında olmak adına hayata geçirilmiş, düşük gelirli kesimlerin uygun fiyatlarla sağlıklı ve kaliteli yemek yemesine olanak sağlayan, Türkiye de ilk defa hayata geçirilen çok önemli bir sosyal projedir.
Bu hizmet, sosyal belediyecilik anlayışının bir gereğidir ve herhangi bir şahsın lütfu değil, kamusal bir sorumluluğun yerine getirilmesidir.
Dolayısıyla, Kent Lokantaları’ndan faydalanan vatandaşları “aciz” gösterecek, onları küçük düşürecek ifadeler kabul edilemez.
Toplumun farklı kesimlerinden insanlar, ekonomik şartların zorluğu içinde böylesi desteklerden yararlanabilir.
Ancak bunun bir "yardım" ya da "bağış" gibi sunulması, vatandaşa yapılan büyük bir saygısızlıktır.
Elbette Dilek İmamoğlu eşinin arkasın da yer alacaktır
Ancak bu Dilek İmamoğlu’nun ilk gafının olmadığı da biliniyor.
Ve bu yüzden konuşmalarına, tavırlarına, hareketlerine dikkat etmesi gerekiyor.
Aksi takdirde Türk siyasi tarihinin önemli isimlerinden biri olan eşi Ekrem İmamoğlu'na ve Cumhuriyet Halk Partisine zarar verecek, haklı iken hakkız bir durum içine düşmeye devam edecek.
Söylediklerinin halkta nasıl bir karşılık bulacağını düşünmeden yapılan bu açıklamalar, toplumda rahatsızlık yaratıyor.
Hele ki sosyal belediyecilik kapsamında gerçekleştirilen bir hizmet hakkında böyle bir üslup kullanılması, projenin amacını gölgeleyebilir ve yanlış algılara neden olabilir.
Sonuç olarak, kamu hizmeti yapan belediyeler ve yetkililer, vatandaşın onurunu incitecek sözlerden kaçınmalıdır.
Kent Lokantaları, bir lütuf değil, halkın vergileriyle finanse edilen ve herkesin eşit şartlarda yararlanabileceği bir hizmettir.
Kendi vatandaşını küçümseyen ifadeler yerine, bu tür projelerin daha da geliştirilmesine yönelik çabalar artırılmalıdır.
Kamu yöneticileri ve onların yakınları, halka hitap ederken daha dikkatli bir dil kullanmalı ve toplumsal hassasiyetleri gözetmelidir.
LEYLA YILDIZ ATAHAN