Kılıçdaroğlu’nun Dönüş Girişimi CHP’ye Yönelik Tarihî İhanettir.

Unutulmamalı: Kurumsal hafızasını yitirmiş bir parti, kişisel ihtiraslara esir düşer.

1.07.2025 13:58:00 0
Kılıçdaroğlu’nun Dönüş Girişimi CHP’ye Yönelik Tarihî İhanettir.

Kılıçdaroğlu’nun Dönüş Girişimi CHP’ye Yönelik Tarihî İhanettir.

Siyasi tarih, bazen sadece başarıları değil, ısrarla sürdürülen başarısızlıkları da yazar. Ve bu başarısızlıkların arkasında kalan izler, bir milletin kaderine mal olabilir. Bugün Kemal Kılıçdaroğlu’nun yeniden Cumhuriyet Halk Partisi’ne (CHP) dönme girişimi tam da böyle bir vakadır: tarihin üzerine sürülmek istenen yeni bir kara lekedir.

CHP, bir zamanlar Anadolu’da bağımsızlık ateşini yakanların partisi, halkın özlemlerini örgütleyen bir kurucu iradeydi. Ancak Deniz Baykal ve Kemal Kılıçdaroğlu'nun genel başkanlığı döneminde parti, sistematik bir şekilde kimliksizleştirilmiş, içi boşaltılmış, ideolojik muğlaklığa sürüklenmiş ve seçim kazanma ehliyetini yitirmiştir.

13 yılda 13 seçim kaybetmiş bir genel başkanın, kendi başarısızlıklarının özeleştirisini vermeden, “yeniden döneyim” demesi, siyaset bilimi açısından yalnızca bir güç saplantısı değil, aynı zamanda patolojik bir liderlik krizidir. Weberyen anlamda “karizmatik liderliğin” değil, bürokratik inatçılığın somut tezahürüdür bu.

Toplum sözleşmesinin temelinde seçmen iradesi yatar. Ancak Kılıçdaroğlu döneminde seçmenle partinin arasındaki güven hattı sistematik olarak zayıflatılmıştır. Siyaset sosyolojisinde bu, “temsil kopuşu” olarak tanımlanır. CHP, seçmenini anlamaktan çok, onu yönetmeye çalışmış; ona umut vermek yerine, sürekli “daha kötüsü gelir” paranoyasıyla manipüle etmiştir. Bu da zamanla partide sadakatle bağlı bir seçmen yerine, kararsız ve kırgın bir kitle yaratmıştır.

Şimdi bu seçmen, 2024 yerel seçimlerinde elde edilen başarıyla yeniden umutlanmışken, Kılıçdaroğlu’nun yeniden sahneye çıkma girişimi, bu umuda karşı yapılan organize bir sabotajdır.

Partinin İdeolojik Omurgasının Kırılması

Kılıçdaroğlu döneminde CHP yalnızca seçim kaybetmedi. Aynı zamanda ideolojik omurgasını da kırdı. Altı Ok’un temel ilkelerinden laiklik, ulusalcılık ve halkçılık, birer “eski moda” gibi sunularak parti kimliği bulanıklaştırıldı. Bu, sadece siyasi bir sapma değil, sosyolojik olarak ideolojik kimliğin erozyonudur.

Ulusalcı kadroların tasfiyesi, Atatürkçü değerlerin törpülenmesi, inandırıcılığı zayıflatılmış söylemler; CHP’yi köksüz bir teknokrasiye, kimliksiz bir merkez partisine çevirmiştir. Artık ne sağa ne sola yaranan bir çizgide sıkışıp kalmıştır. Bu kimliksizleşme süreci, Kılıçdaroğlu’nun aktif müdahalesiyle olmuştur. Onun “helalleşme” adı altında yaptığı hamleler, yalnızca kendi siyasi geçmişiyle değil, aynı zamanda partinin kurucu kodlarıyla da hesaplaşmaktır.

Modern demokrasi tarihine bakıldığında, başarısız liderlerin yeniden göreve talip olmaları nadiren görülür. Kılıçdaroğlu’nun ise başarısızlığı “yücelten” bir kültür inşa ederek buna zemin hazırladığı aşikârdır. Seçimi kaybetmesine rağmen alkışlarla uğurlanması, siyasetteki “şahıs merkezli tapınma kültürü”nün vahim bir örneğidir. Bugün bu kültürün ekmeğini yeniden yemek istemesi, CHP’yi şahıslara endeksli bir yapıya hapseder.

Unutulmamalı: Kurumsal hafızasını yitirmiş bir parti, kişisel ihtiraslara esir düşer.

Bu bir yanlış değil, bu bir unutkanlık değil. Bu, bilinçli bir dönüş hamlesidir. Kazanmaya başlamış bir partiyi yeniden kaybetme alışkanlığına sürüklemek isteyen bir siyasetçinin tercihidir. Ve bu tercih, “kişisel emeller” uğruna partinin kolektif hafızasını, halkın yeniden yeşeren umudunu ve bir ülkenin değişim talebini boğmaya yönelik bir ihanet eylemidir.

Toplumbilimsel açıdan ihanet, yalnızca kişilere değil; değerlere, belleğe ve ortak geleceğe yöneliktir. Kılıçdaroğlu’nun dönüşü, tam da bu tanımı karşılar. Bu dönüş yaşanırsa:

CHP yeniden iç kavgaya sürüklenir.

Gençleşme ve yenilenme hamleleri berhava olur.

Seçmenin güveni bir kez daha yıkılır.

Türkiye’de muhalefet, bir kez daha çürümüş yapıların esiri olur.

Bugün CHP, tarihî bir yol ayrımındadır. Ya başarıya giden yolu devam ettirerek Atatürk’ün bıraktığı emanetin sorumluluğuyla ilerleyecek, ya da bir adamın ısrarıyla yeniden karanlığa gömülecektir.

Kemal Kılıçdaroğlu, siyasî ömrünü tamamlamıştır. Onun dönüş çabası, bir liderlik arayışı değil, bir iktidar gölgesinde kalma direnişidir. Ve bu gölge, CHP’yi ışığından edecek kadar koyudur.

Kılıçdaroğlu’nun yeniden sahneye çıkması, yalnızca geçmişe özlem değildir; geleceğe karşı işlenmiş bir suikasttır vesselam...

Sevgiyle

Leyla Yıldız Atahan

 


 

LİG TABLOSU

Takım O G M B Av P
1.Galatasaray 36 30 1 5 60 95
2.Fenerbahçe 36 26 4 6 51 84
3.Samsunspor 36 19 10 7 14 64
4.Beşiktaş 36 17 8 11 23 62
5.İstanbul Başakşehir 36 16 14 6 4 54
6.Eyüpspor 36 15 13 8 5 53
7.Trabzonspor 36 13 11 12 13 51
8.Göztepe 36 13 12 11 9 50
9.Rizespor 36 15 17 4 -6 49
10.Kasımpaşa 36 11 11 14 -1 47
11.Konyaspor 36 13 16 7 -5 46
12.Alanyaspor 36 12 15 9 -7 45
13.Kayserispor 36 11 13 12 -12 45
14.Gazişehir Gaziantep 36 12 15 9 -5 45
15.Antalyaspor 36 12 16 8 -25 44
16.Bodrum FK 36 9 17 10 -17 37
17.Sivasspor 36 9 19 8 -16 35
18.Hatayspor 36 6 22 8 -27 26
19.Adana Demirspor 36 3 28 5 -58 2
ECZANE