Köprüden sonra ikinci eylem: İmamoğlu'na özgürlük posteri asıldı

CHP, tutuklu cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu’na destek mitinglerine Antalya’da devam ediyor.

2.06.2025 11:58:00 0
Köprüden sonra ikinci eylem: İmamoğlu

Milletvekilleri, kent merkezine “İmamoğlu’na Özgürlük” pankartı astı.

Cumhuriyet Halk Partisi'nin (CHP) Silivri'de tutuklu bulunan Cumhurbaşkanı adayı ve İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'na özgürlük ve erken seçim talebiyle her hafta Türkiye’nin başka bir ilinde düzenlediği "Millet İradesine Sahip Çıkıyor" mitinglerinin bu haftaki adresi Antalya.

Köprüden sonra ikinci eylem: İmamoğlu'na özgürlük posteri asıldı - Resim : 1

Miting alanına Türk bayrağı, Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ün posterleri ve CHP bayrakları asıldı.

ÖZGÜR ÖZEL KONUŞTU

CHP lideri Özgür Özel konuşmasını yapmak için kürsüye çıktı. Özel'in konuşmasından öne çıkanlar şöyle:"Ekrem Başkan Kepez Meydanı'nı görüyor, peki Erdoğan, sen görüyor musun? Sen dalga dalga operasyonlarla milleti korkutacağını sandın. Sen tehdit ettikçe bu meydanlar doldu, doluyor. Sen üzerimize yürüdükçe omuzlarımıza yeni omuzlar ekleniyor.

Yaşadıklarımızın adını doğru koymak lazım. Dünyada iki tane darbe var. Birini askerler birini siviller yapar. 27 Mayıs neyse 19 Mart darbesi de aynı diğerleri gibi bir darbedir ama bu sefer askerler değil arkasında rakibinden korkan birisi var.

"BU KEZ DARBE CÜBBEYLE GELDİ"
Erdoğan rakibi ile sandıkta yarışmaktan korkmuş, bu kez darbe postalla değil cübbeyle gelmiştir. Çoklu makam bozukluğu yaşayan Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı, parti başkanlığı gibi şapkalarına bir de cunta başkanlığını eklemiş, bu darbenin karargahı Beştepe, silahı yargı, mühimmatını da iftira yapmıştır. Biz onun iftiralarına, kontrol ettiği yargıya, saraydan yönettiği darbeye karşı önce Saraçhane'den sonra 81 ilden ayrı ayrı büyük bir cesaretle sesimizi yükselttik. Ve diyoruz ki söz milletindir.

Kendisine sesleniyoruz: 'Ey Erdoğan, ben milletim. Milli iradeyim. Adayımı yanımda, sandığı önümde istiyorum. Adayımı bırak, sandığımı getir! Adayımı sandıkta yarıştıracağım, cesaretin varsa karşımıza çıkacaksın. Ama şunu bil ki zulmünün sonuna, devrinin sonuna geliyorsun. Millet kararını verdi, Ekrem İmamoğlu geliyor, bir devir bitiyor yeni bir devir başlıyor.

"KUSURU EKREM BAŞKAN'IN SINIF ARKADAŞI OLMAKMIŞ"
Ben Ekrem Başkandan değil 24 arkadaşından birinden bahsedeceğim. Kişi, o dönem İstanbul Üniversitesi'nden diplomasını almış, Sorbonne'dan doktora yapmış, Galatasaray Üniversitesi'nde işletme bölümünün başkanı olmuş, dünya kadar öğrenci okutmuş ama bir anda diploma iptali ile lise mezunu olmuş. Nasıl olmuş, o dekanın kusuru çok çalışmanın yanında Ekrem Başkan'ın sınıf arkadaşı olmakmış. Sadece Ekrem İmamoğlu'ndan korktuğu için bir dekanı lise mezununa çeviren bir yönetimle karşı karşıyayız.

"BENİM KEFİL OLDUKLARIM BAŞI DİK GEZİYOR"
Erdoğan, Ergenekon ve Balyoz'da ben bu davaların avukatıyım diyordu. Ben Zekeriya Öz'e kefilim diyordu. Ben de bu milletin şerefli askerlerine, aydınlarına kefil oldum. Ben İlker Başbuğ'a, Mustafa Balbay'a, Mehmet Haberal'a kefil oldum. Zekeriya Öz, fare gibi kaçtı. Benim kefil olduklarım sizin aranızda alnı açık, başı dik geziyorlar. Şimdi o yine birine kefil oluyor, ben birine. Ekrem İmamoğlu'na kefil oluyorum. Milletimden ve rabbimden af diliyorum, yine af mı dileyecek?

"SON İHTARIMI BULUNUYORUM"
Erdoğan'a tarih önünde son ihtarımda bulunuyorum. Böyle savcılara talimat verip sonra da arkasına geçme, adaletten şaşma. Çünkü bu sefer yaptığını yanına bırakmayacak, Ekrem Başkanı orada bırakmayacak, seni indireceğiz, onu o makama mutlaka getireceğiz

"HODRİ MEYDAN!"
İleride yine kandırıldım dememek için güvendiğin 3 hukukçuyu görevlendir, soruşturmayı incelesinler. Bu davanın savcısıyım diyeceksen ben de avukatıyım, hodri meydan. İddianameyi yazın, tutuksuz yargılayın, TRT'den canlı yayınlayın. Bu millet iftirayı da duysun, cevabı da duysun. Ekrem Başkan o salonu o savcıya nasıl dar ediyor bunu da görsün millet"

Bu ülkenin onurlu yargı mensuplarına bir kez sesleniyorum. Bu yapılanlardan her birinizin hoşnut olmadığını biliyorum. Bilin ki bu millet sizin doğru, vicdanlı, cesur kararlarınızın arkasında duracaktır. Hukukun yanında duranlar şerefleriyle tarihe geçecekler ancak bu darbeciler bir daha insan içine çıkamayacaklar. Tarafsız olun, hukuka uyun, bu milletin gönlünde tarihe geçin. Suç işleyenlerin değil hukukun peşinden gidin. Suç işleyenlere değil, millete kardeş olun,

millete yoldaş olun. Çıkmış hala ‘suç örgütü’ diyor, ‘ahtapot’ diyor. Bu hukuksuzluğa dünyadan tepki gelince de rahatsız oluyor.

Dostum İspanya Başbakanı Pedro Sanchez davetimiz üzerine Sosyalist Enternasyonel toplantısı için İstanbul’daydı. Orada 81 ülkeden 89 partinin temsilcileri hep birlikte ‘İmamoğlu’na özgürlük’ diye şurada gördüğünüz pankartı kaldırdık. ‘Free İmamoğlu’ diye. Erdoğan bunu görmüş rahatsız olmuş. Pedro Sanchez’i kastederek, ‘Ben kendisine işin aslını anlatmıştım, şimdi gitmiş orada bir şey kaldırıyor’ diyor. Eğer Erdoğan, sen bu davanın ne savcısısın, ne hakimisin. Bu dava, bir de tutup dönüp dolaşıp ‘Türkiye hukuk devleti’ diyorsun. Bu davada gizlilik kararı var, dosyalar gizliyken sen işin aslını nereden biliyorsun? Türkiye’de yargı bağımsızsa, sen bir partinin genel başkanı olarak kimsenin bilmediği dosyayı nasıl İspanya Başbakanı’na anlatıyorsun? Demek ki anlattıkların da o dosya kadar boş. Demek ki sen de o savcı kadar çaresizsin. ‘İmamoğlu’na özgürlük’ demek ve bunu savunmak cesaret işidir. Senin söylediğin yalanlara inanıp da buradan kanıt aramak ise cesaret bir yana tam olarak acizliktir. Aciz bir yargı, aciz bir savcı, aciz bir dosyayı sırf kendi çıkarların için yaratmaya çalışıyorsun. Oysa Türkiye Cumhuriyeti bunu hak etmedi, bundan sonra da hak etmeyecek.”

"GELELİM SENİN AHTAPOTUNA"
“Gelelim senin ahtapotuna. Kendisine grup toplantısında bir ahtapot göstermiştim. Bu ahtapot neymiş ve nereleri sarmış, bugün Erdoğan’a ayna tutalım. Geçen hafta İzmir’i izlediniz mi? İlk kez bir şey izlettik çok beğenildi. Beğendiniz mi? Bir hafta boyunca İzmir mitingindeki video konuşuldu. Gördünüz mü? Şimdi bir ay boyunca bu videoyu konuşsunlar bakalım. Hep beraber izleyelim. Ahtapot neymiş, kolları neredeymiş? Orada burada ahtapot arama, ahtapot sarayda. Ahtapot nerede? Ahtapot sarayda. Ya Erdoğan, öyle iftira ile ahtapot ararsan gerçek ahtapotu Antalya’da görürsün. Ahtapot nerede? Ahtapot sarayda. O saraydaki ahtapotun da o ellerinin uzandığı her yerdeki yapılan o yolsuzlukların da teker teker hesabını Türkiye’de bağımsız yargı soracak. Hiçbirimiz karışmayacağız, mahkemeler önünde hesap verecekler.

“MİLLETİN ALIN TERİ, BİR KİŞİNİN İHTİRASINA KURBAN EDİLİYOR”
19 Mart darbesi maalesef bir kara delik gibi milletin her şeyini yutuyor. Milletin alın teri, bir kişinin ihtirasına kurban ediliyor. Sadece sattıkları döviz rezervi 60 milyar doları aştı. Borsa çöktü, yabancı yatırımcı kaçtı. 2.4 trilyon lira, yani 86 milyona bölünce bu meydandaki herkes, Türkiye’deki herkes, dün gece doğan, bugün kundakta olan da, ölüm döşeğinde olan da cebinden 27’şer bin lira kaybettik, hepimiz. Bakayım, 14 bin 500 lira alan emeklilere el kaldırsın. Bu emeklilerimize, bu eli öpülesi emeklilerin, bu nasırlı ellerine ayda 14 bin 500 lira değil, 30 bin lira verebilirdik, 10 yıl boyunca. Bu parayla Antalyalı çiftçilerin, bütün borçlarını, yetmez Türkiye’deki bütün çiftçi borçlarını öder, kapatır, borçları kadar da üstüne para verebilirdik. Atanmayan bir milyon öğretmen var. Onları atayabilir, üç yıllık maaşlarını peşin verebilirdik. Yıl boyunca sosyal yardım olan 4.6 milyon yoksulumuza 40’ar bin lira maaş verebilirdik. 12 milyon işsizimize 15’er bin lira işsizlik maaşı verebilirdik.

Şu anda 1, 7 milyon öğrenci KYK kredisiyle, bursla geçinmeye çalışıyor. Sadece 3 bin lira alıyorlar. Tüm öğrencilere 3 bin lira değil, 30 bin lira burs verebilirdik. Ama bu parayı millete vermediler. Bu parayı Ekrem İmamoğlu’nu hapse atmak için harcadılar. Söz veriyoruz. Bu kötülüğü, bu organize kötülüğü bitireceğiz. Ekrem İmamoğlu’nu da bu milletin hakkını da bunlardan söke söke alacağız inşallah.

Ekonomiden bahsedince Antalya’dan, Antalya’nın sorunlarından bahsetmemek olmaz. Burada belki de Türkiye’nin en dertli büyükşehir belediye başkanı var. Antalya Büyükşehir, Antalya geçtiğimiz yıl 27 milyon turist ağırladı 2024’te. 61 milyar dolar turizm gelirinin 23 milyarını Antalya getiriyor. Ama sıra hizmete gelince 2,7 milyona göre kaynak aktarılıyor. Gelen misafir; 27 milyon. Para ödenirken kış nüfusu, kayıtlı nüfus; 2,7 milyon.Antalya’nın sorunları yıllardır çözümsüz. İhalesi yapılan Antalya - Alanya Otoyolu’nun daha temelini bile atmadılar. Almanya’dan Antalya’ya üç saatte geliyorsun. Antalya’dan Alanya’ya 3,5 saatte gidiyorsun. Alacabel ve Çubukbeli Tünelleri bitmedi. Finike, Demre, Elmalı, Kaş bağlantı yolları yetersiz. Gazipaşa, Anamur Yolu onlarca yıldır sürüncemede. Ben biliyorum, her geldiğimde dinliyorum. Kuzey Çevre Yolu ve Batı Çevre Yolu tamamlanmadı. Antalya - Isparta Yolu 25 yıldır bitmedi. Demiryolundan mahrum bırakılan Antalya için ihale bile yapmadılar. Hem ihracat yapan, hem ülkeyi besleyen Antalya çiftçisine ise bir dokun, bin ah işit. Gübre, ilaç, fide, mazot kat kat arttı. Ürün fiyatı üç sene önceyle aynı. Antalya’nın yaş sebze ve meyve ihracatı artacağına yüzde 7 azaldı. Türkiye’den Rusya’ya domates gümrükleniyor. Burada maliyet 300 dolar, İran’da 125 dolar. Türk TIR’ları üç kat pahalıya gümrükleniyor. Nasıl rekabet edecekler?

Ziraat Bankası kredilerinde faiz yüzde 4,5’tan yüzde 25’e çıkmış. Burada çiftçi artık dert ekip, kahır biçiyor. Çiftçiyi yok sayanlara yazıklar olsun. Bir de şimdi Antalya’nın hallerini; belediyenin elindeki halciye, üreticiye hizmet edilen, katkı sağlanan, arka çıkılan hallerini bakanlığa bağlamak istiyorlar. Buradan şu anda aramızda bulunmaya Cumhurbaşkanı adayımıza, onun adına şunun sözünü veriyorum Antalya: Bundan bir sonraki Cumhurbaşkanı şimdiki gibi çiftçiye, köylüye kulağını kapayan, canı sıkılınca ‘Al ananı da git’ diyen değil; birinci Cumhurbaşkanı gibi ‘Köylü milletin efendisidir’ diyen bir Cumhurbaşkanı olacak.”

"O REKTÖR DE MEZUNİYETLERİNİ İPTAL ETMİŞ"
“Akdeniz Üniversitesi ‘Köylü milletin efendisidir’ lafını duyunca başladı hep bir ağızdan bağırmaya. ‘Mustafa Kemal'in askerleriyiz’ diyorlar. Biz onlarla gurur duyuyoruz. Darbeye direnişin en ön safında hep bu genç kardeşlerim vardı. Barikatları yıktılar. Saraçhane Meydanını doldurdular. Tüm Türkiye’de; Ankara’da da Antalya’da da Zonguldak’ta da Erzurum’da da gençler hep ön plandaydı. Antalya’da Akdeniz Üniversitelilerle ne kadar gurur duysanız azdır. Ancak Akdeniz Üniversitesi’nin gurur duyulacak gençlerinin yanında bir de utanç duyulacak rektörü var. Sokaklara çıkan, iradelerini savunan gençler bugün aramızda. Akdeniz Üniversitesi’nin göbeğinden saraya bağlı rektörü bu pırıl pırıl genç kardeşlerime mezuniyet töreni yaptırmadı. Korktu onlardan.

Üzülmüşler. Diyorlar ki Akdeniz Üniversitesi, ‘Okuduk, çalıştık, bitirdik, mezun olduk. Rektör mezuniyeti elimizden aldı. Mezuniyet coşkusu yaşayamadık. Bir kep bile atamadık.’ Ben de dedim ki, ‘Biz onlara görülmemiş bir mezuniyet töreni yapmaya, onların kep törenini hep birlikte alkışlamaya geliyoruz.’ Gençlerle gurur duyuyoruz. Gençlere özgürlük istiyoruz, iyi bir gelecek istiyoruz. Akdeniz Üniversitesi sizlerle gurur duyuyoruz. Şimdi hep beraber 10’dan geriye sayıyoruz. Akdeniz Üniversitesi’nin öğrencileri, tüm Türkiye’nin gözü önünde, yüz binlerce kişinin geri sayımıyla kep atıyor. Akdeniz Üniversitesi’nin rektörü işine gelene fahri doktora veriyor, işine geleni alkışlatıyor.

Kendi diploması olmayan biri hem öğrencilerimizin dilinden anlamayan, onların ruhunu bilmeyen, onların coşkusuna ortak olamayan bir rektör atamış. O rektör de mezuniyetlerini iptal etmiş. Biz bu kardeşlerimin her biriyle ayrı ayrı gurur duyuyoruz. Bu meydandan, Akdeniz Üniversitesi’nden ve bütün üniversitelerden mezun olan evlatlarımız için en kuvvetli alkışı duymak istiyorum. Hepinizi çok seviyoruz arkadaşlar, iyi ki varsınız. Akdeniz Üniversitesi’ne arkadan gelen sesi duyuyor musunuz? Antalya sizinle gurur duyuyor.”

“OYU ALDI, ASGARİ ÜCRETLİYİ UNUTTU”
“Gençlerin sorunları çok ama emeklilerin de sorunları hiç az değil, asgari ücretlilerin sorunları hiç az değil. Asgari ücret hiç zamlanmadan bir yıl geçirmişti. Hatırlayın 2023 seçimlerinden önce temmuzda ara zamlar yapılıyordu. İki yıl yapıldı. 2023’te 14 Mayıs ve 28 Mayıs’ta Erdoğan çıktı dedi ki, ‘Enflasyonist ortamda asgari ücreti belki de yılda dört kez enflasyon için ayarlamak lazım.’ O gün bunu söyleyip, asgari ücrete martta, temmuzda ve ekimde ara zamlar yapmayı taahhüt etti. Oyu aldı ancak asgari ücretliyi unuttu.

17 bin liralık asgari ücrete bırakın dört kez, bir kez bile iyileştirme yapmadı. Ardından 17 bin liralık asgari ücrete zam yapılırken, gerçekleşen enflasyon değil beklenen enflasyon üzerinden zam yaptılar. Yani beceremedikleri enflasyon hedefi üzerinden zam. 30 bin lira olması gereken asgari ücreti, 22 bin lirada bıraktılar. O 22 bin liralık asgari ücret, TÜİK’in hesabıyla ilk dört ayda 3 bin 100 lira eridi. 19 bin liraya geriledi. Asgari ücrete ara zammı almazsak eğer haziran ayının sonunda verildiğinden geride bir asgari ücretle emekçi kardeşlerim perişan olacaklar. Bunu yaparken, küçük işletmeleri, küçük esnafı, KOBİ’lerimizi, buradaki otel sahiplerini asla mağdur etmeyeceğiz. İşverenin de yüzünü güldürecek, emekçinin de zammını mutlaka alacağız. Hafta içi DİSK’i, TİSK’i, Hak-İş’i, Türk-İş’i ziyaret ettim. İktidarın kurmadığı asgari ücret masasını, komisyonunu fiilen biz kuruyoruz.

Buradan hem esnafta, KOBİ’lerde, fabrikalarda, tarlalarda, özellikle ihracat için zamanla yarışan paketleme servislerinde, otellerde çalışan kardeşlerim için bu meydandan bir dayanışmayı yükseltmek istiyoruz. Asgari ücrete ara zam hakkımız, bunu söke söke alacağız. Antalya hazır mı? ‘Ara zam hakkımız, söke söke alırız.’ Bu gençler için bağıran Antalyalılar hiç boşuna bağırmamışsınız. Gençler sizin için, asgari ücretlinin ara zammı için hepimizden çok bağırdılar. Bir de emeklilerin durumu var. Emeklilere sefalet ücreti veriyorlar. TÜİK zaten hesaplamayı kötü yapıyor. Bir de beklenti enflasyonuna dönüyorlar, kuş kadar zam veriyorlar. Şimdi bu 14 bin 500 lirayı, 16 bin lira falan yapmaya hazırlanıyorlar. Ama emekli örgütleri ve bu işin hesabını bilen herkes biliyor ki emeklilerin mutlaka seyyanen zam alması lazım. Biz geçtiğimiz yıl bir büyük mücadeleyi bütün emeklilerle birlikte meydan meydan büyüttük.

Emekliler ve emekli dostları yeni bir mücadele için hazır mıyız? ‘Seyyanen zam hakkımız, söke söke alırız.’ Gençler emekliler aynı desteği bekliyorlar. İşte bu, meydanın hem Ekrem Başkan’la dayanışmasıdır; hem sosyal demokratın, muhafazakar demokratla kol kola, milliyetçi demokratın liberal demokratla kol kola, Türk demokratların Kürt demokratların omuz omuza, Laz’ın, Çerkes’in, Pomak’ın, Arnavut’un, her birimizin omuz omuza durduğu bu meydanda 80 yaşındaki emeklinin hakkını 20 yaşındaki Akdeniz Üniversiteli, onun hakkını asgari ücretli bu meydanda birlikte savunmaktadır. İşte ihtiyacımız olan bu birleşik mücadeledir. Meydana güç veren ve meydandan güç alan tüm sendikalara, tüm siyasi partilere, her yaş grubundan bütün demokratlara yürekten teşekkür ediyorum. Hep birlikte mücadele edip, hep birlikte kazanacağız. Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiçbirimiz.”

“MEŞRUİYETİ KALMAMIŞ ADAMLAR GÜYA ANAYASA YAPACAKMIŞ”
“Ne yaparlarsa yapsınlar bu enerjinin karşısında başaramayacaklar. Bir işi başarmak için üç şeye ihtiyaç var. Bir, ahlaki üstünlük. Elhamdülillah bizde. İki, psikolojik üstünlük. Uzun süredir elimizde. Üç, çoğunluk enerjisi. İşte o enerji de ta buradan en arkaya kadar 100 binlerce Antalyalının yüreğinde. Hepinizle gurur duyuyoruz. Hepinize yürekten inanıyoruz. ‘Her şey çok güzel olacak’ sesleri arasında Ekrem Başkan küçücük hücresinde dimdik ayakta. Yerin yedi kat üstünde bir yerde büyük bir mutlulukta moral olarak. Ama onlar saraylarında yeri yedi kat dibin deler. Sıcak salonlarından ayrılamayanlar, çarşıya pazara tarlaya inmiyorlar. Ama onlar saraylarında yerin yedi kat dibindeler. Sıcak salonlarından ayrılamayanlar, çarşıya, pazara, tarlaya inemiyorlar. Milletten korkan iktidar olur mu? Bunlar öyle oldu. Bunlar artık insan içine çıkamıyorlar.

Erdoğan’ın partisi yüzde 30’un altına düştü. Yarın sandık gelse, iktidarda değil. Biraz önce gördüğünüz ortağıyla birlikte toplam yüzde 35 bile değiller. Yarın sandık gelse Ekrem İmamoğlu Cumhurbaşkanı. Milletin iktidarını geciktirebilirler ama asla engelleyemezler. Aday olmak istiyorsa, buyursun gelsin. Karşımıza çıksın. Bu Kasım’dan geçi yok yarışalım, millet kararını versin. Aday olamıyorsa oğlu mu geliyor, damadı mı geliyor, birbirini yiyen bakanları mı geliyor, kim geliyorsa gelsin. Ne yaparlarsa yapsınlar Ekrem İmamoğlu o seçime girecek, Ekrem İmamoğlu o seçimi kazanacak. Bizi engelleyemezsiniz. Milleti durduramazsınız. Meşruiyeti kalmamış bir iktidar, meydanlardan istifa sloganlarını duyar. Güya bir de bu meşruiyeti kalmamış adamlar, Anayasa yapacakmış.

Sen Anayasa’yı defalarca değiştirdin. Sen hiç Anayasa yapmadın ki, hep ‘Bana yasa’ yaptın. Anayasa her doğan çocuk için yapılır, sen her doğana değil Erdoğan’a Anayasa yaptın. Bu Anayasa zaten Kenan Evren’le Tayyip Erdoğan’ın ortak Anayasası’dır. Bu millet darbecilere Anayasa yaptırmaz, ‘12 Eylül darbe Anayasasını değiştirelim’ derken 19 Mart darbecileri ile birlikte bu millet Anayasa yapmaz. Bu iktidar, yağmursuz bulut gibi. Gökyüzünü karartıyor ama millete bir damla su düşürmüyor. Bereketsiz bunlar. Bunlarla Anayasa’yı bırakın, oturup birlikte menemen bile yapılmaz. Ama artık milletin mevsimi başlıyor. Adaletin baharı, özgürlüğün güneşi, huzurun rüzgârı esiyor. Siz artık bu millete istikamet çizemezsiniz. Sizin devriniz bitti artık. Milletin devri başlıyor. Artık bağımsız, özgür, adil bir Türkiye’nin devri başlıyor. Artık AB üyesi olmuş, zengin bir Türkiye özleniyor, adım adım bu Türkiye geliyor.”

“CUMHURİYET HALK PARTİSİ EMPERYALİSTLERİN KARŞISINDADIR”
“Dünya tarihinin en büyük imza kampanyasını hep beraber sürdürüyoruz. Buradan ilan ediyorum. İmza sayımız 15 milyonu aştı, 17 milyonu aştı, 20 milyona yaklaştı. Hedefe ulaşmamıza çok az kaldı. Ama artık imza vermeyenleri bulmak, onlarla konuşmak, föyleri onlara ulaştırmak, onları ikna etmek, teşvik etmek sizlere kalıyor. Sesimi duyan herkese şunu söylüyorum. İmza vermeyenleri imza vermeye, verdiyse bir yakınını imza vermeye götürmeye davet ediyorum. Yarına bırakmayın, bırakırsanız bu darbecilerin yanına kalır. İmzalar tamamlandığında, bu millet bu iktidara gücünü göstermiş olacak. Bütün dünya bu milletin gücünü, bu iktidarınsa düştüğü durumu görecekler. Bunun için hep beraber icazeti başkalarından alan, milletin sofrasından korkup, kaçıp başkalarının, dış güçlerin sofrasına oturanlar, emperyalistlerin Ortadoğu planına kukla olanlar, İsrail’e ses çıkaramayanlar, birilerinin Filistin’i paylaşıp, oradan Filistinlileri sürmesine sessiz kalanlar…

Bilin ki Cumhuriyet Halk Partisi 100 yıl önceki gibi dimdik ayaktadır. Cumhuriyet Halk Partisi emperyalistlerin karşısında, milletinin yanındadır. Yolumuzda kimse duramayacak. Türkiye İttifakı kazanacak, mutlaka Türkiye kazanacak. Değerli arkadaşlar, aşağıdan bir kardeşim bir tshirt gösterdi, dedi ki ‘Bunu gösterebilir misin?’ Bakın biz sadece Cumhuriyet Halk Partisi için değil, biz Ekrem İmamoğlu için, Cumhuriyet Halk Partisi için değil hangi siyasi görüş olursa olsun, Tayyip Erdoğan korkuyorsa, onu hapiste tutuyorsa onun serbest kalması için aynı mücadeleyi veriyoruz. Burada sevgili Ümit Özdağ’ın tshirtünü verdiler. Kendisine de özgürlük istiyoruz. Buna bir imza at ve Ümit Başkan’a götüreceğim senden. Ve şunu bilelim. Tepede biri var. Bir gün Selahattin Demirtaş’ı içeri atıyor, bekliyor ki milliyetçiler onu desteklesin.

Bir gün Ümit Özdağ’ı içeri atıyor, bekliyor ki DEM’liler onu desteklesin. Bu oyun, bu ezber bozulmuştur. Türkiye’nin demokratları aynı meydanlarda buluşmuştur. Ekrem İmamoğlu’na da Selahattin Demirtaş’a da Ümit Özdağ’a da tüm siyasi tutsaklara hep birlikte sahip çıkıyoruz. Biz de o demokrasinin tarafıyız, biz muhalefetin birbiriyle kavga etmediği, iktidarla mücadele ettiği büyük bir meydandayız. Hepinizle gurur duyuyorum, hepinizle gurur duyuyorum. Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiçbirimiz. O zaman hep beraber yürüyelim arkadaşlar. Yürümek, yürümeyenleri arkada boş sokaklar gibi bırakarak… Yürümek, havaları boydan boya yarıp ikiye bir mavzer gözü gibi karanlığın gözüne bakarak yürümek. Yürümek, dost omuz başlarını, omuzlarının yanında buluğ, kelleni orta yere koyup, yüreğini yumruklarının arasına koyup yürümek. Yürümek, yolunda pusuya yattıklarını, arkandan çelme taktıklarını bilerek yürümek. Yürümek, yürekten ve gülerek yürümek. Yürüyelim arkadaşlar, yolumuz uzun, yürüyelim arkadaşlar. Başarmak için.

Değerli Antalyalılar, yazın girişinde, yaz mevsiminin ilk gününde sımsıcak bir karşılamayla, kimseyi ayırmadan, kimseyi arkada bırakmadan, kimseyi ötekileştirmeden, yalnızlaştırmadan, buraya bir miting yapmaya değil, bir eylem yapmaya, geleceğin Cumhurbaşkanına sahip çıkmaya geldiniz, sağ olun, var olun. Hep birlikte bir önemli yolu yürüyoruz. Şimdi evlerinize gidiyorsunuz, kiminiz Toroslar’ın üstünde bir yörük çadırına, kiminiz çalıştığınız fabrikaya, tarlaya, kiminiz otele, kiminiz bir başka yere. Uğurlar olsun hepinize. Hepinizi seviyoruz. Hoşça kalın dostlarım."

 

EKREM İMAMOĞLU'NDAN MESAJ VAR!
CHP'nin Antalya'da düzenlediği mitinge, Silivri'de tutuklu bulunan Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu da mesaj gönderdi.

İmamoğlu, mesajında şu ifadelere yer verdi:

"Merhaba Antalya, kadınlara, gençlere, emekçilerimize, bu topraklara, bu cumhuriyete gönül veren herkese selam olsun. Zaman zaman toplumlar bir eşikten geçer. İşte biz de bu eşiğin tam ortasındayız. Ya önümüzü adalete, liyakata, ortak akla çevirip yeni bir sayfa açacağız ya da mevcut düzenin bizi içine çektiği belirsizlik sarmalına mahkum olacağız.

Bugün ülkemizde en çok yıpranan değerlerin başında adalet duygusu geliyor, haksızlığa uğrayanlar her geçen gün artıyor. Hakkını arayanlar ise suçlu gibi gösteriliyor. Oysa bir toplumun ayakta kalabilmesi için önce hukuka sonra birbirine güvenmesi gerekiyor. Bu güven kaybolduğunda ne ekonomistler ne siyaset ahlakı kalır. Ne de insanlar birbirine tutunabilir. Biz bu güveni yeniden inşa etmeden hiçbir kalıcı çözüm bulamayız. Çünkü adalet sadece mahkeme salonlarında değil; tarlada, okulda, iş yerinde, sokakta hayatın her alanında vardır ve olmalıdır.

İşte biz, bu mücadeleye bu ülkenin insanlarına hak ettikleri huzuru, adaleti ve refahı kazandırmak için yola çıktık. Ancak yürüyüşümüzü kumpaslarla yargı darbeleriyle durdurmak için yapmadıklarını bırakmıyorlar. Ancak bilsinler ki bizi de bu milleti de yıldıramazlar. Kumpaslarına da zulümlerine de boyun eğmeyeceğiz!"

MUHİTTİN BÖCEK: DEMOKRASİ ADINA BİR ARADAYIZ
Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek, kürsüye çıkarak kalabalığa seslendi. Başkan Muhittin Böcek, "Demokrasi adına bir aradayız. Bugün bu meydanda Türkiye İttifakı var. Mavi gözlü dev adamın izinde yürüyen yüzbinler var. Demokrasiye inanan cesur kalpler var. Sayın Özgür Özel'in iradesi önderliğinde demokrasiye, adalete sahip çıkmaya devam edeceğiz. Atamızın dediği gibi, 'Egemenlik, kayıtsız şartsız milletindir!' Kadınların, çocukların güven içinde yaşadığı, gençlerimizin umutlarını gerçekleştirdiği, bütün vatandaşlarımızın mutlu, huzurlu olduğu Antalya için Türkiye için çalışmalarımıza devam edeceğiz. Asla umutsuzluğa kapılmayacağız" ifadelerini kullandı.

"FREE İMAMOĞLU" PANKARTI

CHP Antalya milletvekilleri, CHP’nin cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu’na destek için kent merkezindeki önemli noktalardan biri olan Tophane Parkı’na "Free İmamoğlu" (İmamoğlu’na Özgürlük) yazılı pankart astı.

CHP'nin Silivri'de tutuklu bulunan Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu'na özgürlük ve erken seçim talebiyle her hafta Turkiyenin başka bir ilinde düzenlediği "Millet İradesine Sahip Çıkıyor" mitiglerinin bu haftaki adresi Antalya.

CHP Antalya milletvekilleri Aliye Coşar, Aykut Kaya, Cavit Arı, Mustafa Erdem, Sururi Çorabatır, miting öncesi kent merkezindeki önemli noktalardan biri olan Tophane Parkı’na, İmamoğlu’nun fotoğrafının yer aldığı ve “Free İmamoğlu” (İmamoğlu’na Özgürlük) yazılı pankartı astı.

 

ÖZGÜR ÖZEL SOSYAL MEDYA HESABINDAN PAYLAŞTI

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, o anları "Siz, sokakları yasakladınız, biz her gün daha çoğaldık. Siz, Ekrem İmamoğlu’nun posterlerini İstanbul’da yasakladınız, biz tüm Türkiye’ye astık. Elinizden geleni ardınıza koymayın" ifadeleriyle duyurdu.

Köprüden sonra ikinci eylem: İmamoğlu'na özgürlük posteri asıldı - Resim : 2

NE OLMUŞTU

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) milletvekilleri, İstanbul’daki 15 Temmuz Şehitler Köprüsü’ne “İmamoğlu’na Özgürlük” pankartı astı. Eylemde, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’na yönelik devam eden operasyonlar protesto edildi.

CHP Milletvekilleri, Boğaziçi Köprüsü’ne “Free İmamoğlu” pankartını astı.

 

LİG TABLOSU

Takım O G M B Av P
1.Galatasaray 36 30 1 5 60 95
2.Fenerbahçe 36 26 4 6 51 84
3.Samsunspor 36 19 10 7 14 64
4.Beşiktaş 36 17 8 11 23 62
5.İstanbul Başakşehir 36 16 14 6 4 54
6.Eyüpspor 36 15 13 8 5 53
7.Trabzonspor 36 13 11 12 13 51
8.Göztepe 36 13 12 11 9 50
9.Rizespor 36 15 17 4 -6 49
10.Kasımpaşa 36 11 11 14 -1 47
11.Konyaspor 36 13 16 7 -5 46
12.Alanyaspor 36 12 15 9 -7 45
13.Kayserispor 36 11 13 12 -12 45
14.Gazişehir Gaziantep 36 12 15 9 -5 45
15.Antalyaspor 36 12 16 8 -25 44
16.Bodrum FK 36 9 17 10 -17 37
17.Sivasspor 36 9 19 8 -16 35
18.Hatayspor 36 6 22 8 -27 26
19.Adana Demirspor 36 3 28 5 -58 2
ECZANE