ERZURUM: KURTULDUĞU GÜN KAYBETTİĞİ GELECEK
Tarih, Erzurum’u mazlumların sığınağı, kahramanların otağı olarak yazdı.
93 Harbi'nde, kazma kürekle düşmana direnen dadaşlar, sadece toprağını değil, onurunu da savundu.
23 Temmuz 1919'da, Mustafa Kemal Atatürk’ün liderliğinde Erzurum Kongresi düzenlenirken, bu şehir Türk milletinin kaderini belirleyen kararların alındığı mukaddes bir merkezdi.
Bir zamanlar doğunun ticaret başkenti, tarımın ve hayvancılığın can damarıydı.
Erzurum sadece coğrafi olarak değil, ekonomik ve siyasi gücüyle de Türkiye’nin yükselen yıldızlarından biriydi.
Ancak bugün, bu kadim şehrin adını yalnızca göç, yoksulluk ve ekonomik çöküşle anıyoruz.
YOKSULLUĞUN VE ÇARESİZLİĞİN BAŞKENTİ
Bugün Erzurum, bir zamanlar sahip olduğu her şeyi kaybetmiş bir şehir olarak karşımızda duruyor.
Tarım ve hayvancılık bitme noktasına gelmiş, ticaret çökmüş, sanayiye dair bir umut ışığı bile kalmamış durumda.
Türkiye'nin doğusunun yıldızı olması gerekirken, işsizlik ve göçle kan kaybeden, gençlerini büyükşehirlere kaptıran, fakirleşen bir şehir haline geldi.
Dün siyasi partilerin vekil çıkarma yarışına girdiği Erzurum, bugün seçim vaatleriyle kandırılan ama hiçbir icraat görmeyen bir kente dönüştü.
Sadece ekonomik kayıplar mı? Hayır! Erzurum’un demografik yapısı değişti, kültürel kimliği erozyona uğradı, eğitimde geri sıralara düştü.
Üniversite mezunu gençler bile burada gelecek göremediği için batıya göç etmek zorunda kalıyor.
Erzurum, bir zamanlar imparatorluklara yön veren kararların alındığı, ekonomik olarak kendi kendine yetebilen, ticaretin kalbinin attığı bir şehirden, adeta kaderine terk edilmiş bir taşra kentine dönüştü.
İHANETİN ADI: İLGİSİZLİK VE BECERİKSİZLİK
Peki, Erzurum neden bu hale geldi? Bunun adı ihanettir! Bu ihanetin baş aktörleri ise ilgisiz siyasetçiler, vizyonsuz yöneticiler ve şehri rant kapısı olarak görenlerdir.
Yıllardır Erzurum’un gelişimi için tek bir adım atmayanlar, her seçim döneminde büyük vaatlerle gelip, seçim sonrası şehri unutmuştur.
Erzurum, devlet yatırımlarından en az payı alan, sanayi tesislerinden mahrum bırakılan, teşvik paketlerinin kâğıt üzerinde kaldığı bir şehir haline getirildi.
Cumhuriyetin temellerinin atıldığı bu şehir, cumhuriyetin nimetlerinden yeterince faydalanamamış, tam tersine her geçen yıl daha da geriye gitmiştir.
Bölgenin ticaret merkezi olması gereken Erzurum, artık sadece zincir marketlerin ve işsiz gençlerin şehri haline gelmiştir.
Yatırım yapılmadığı gibi, var olan değerleri de korunamamıştır.
Hayvancılığın başkenti olan Erzurum’da meralar boş, ahırlar bomboş, çiftçiler borç batağında. Eskiden her haneden en az bir esnaf çıkaran şehir, bugün kepenk kapatan esnaflarla dolu.
YA ERZURUM YA ERZURUM'SUZLUK!
Bu gidişatın sonu Erzurum’un tamamen silinmesidir.
Göç bu hızla devam ederse, birkaç on yıl içinde Erzurum artık sadece yaşlı nüfusun kaldığı, ekonomik varlığı tamamen bitmiş, sahipsiz bir şehir olacak.
Tarihte düşmana teslim olmamış bu kadim topraklar, bugün beceriksiz yöneticilerin elinde her şeyini kaybetmiş durumda.
Eğer bir an önce acil ekonomik planlar yapılmaz, Erzurum’un tarım ve hayvancılık potansiyeli yeniden canlandırılmaz, sanayi ve teknoloji yatırımları artırılmazsa, Erzurum tamamen yok olacak.
Bugün, Erzurum’un kurtuluşunu kutlamak için değil, onu gerçekten kurtarmak için harekete geçme günüdür!
Ya Erzurum yeniden doğacak ya da bir gün, geçmişini ağıtlarla anan bir halkın geride bıraktığı hayalet bir şehre dönüşecek!
Erzurum'un düşman işgalinden kurtuluşunun 107. yılını kutluyor, bu şehirle organik bağı olan herkesi Erzurum'a sahip çıkmaya davet ediyorum…
LEYLA YILDIZ ATAHAN
Tel no: 552 658 42 62