"Eleştirilerimiz Sonrası CHP Erzurum İl Başkanı Sahaya İndi"
Erzurum’da uzun zamandır halkla temas kurmadığı, Erzurum ve Erzurumlu'nun sorunlarına Fransız kaldığı yönünde ki eleştirilerimiz sonucun da CHP Erzurum İl Başkanı Serhatcan Eş, sahaya indi.
Siyaset, halkla iç içe olmayı, sokaklarda dolaşmayı, vatandaşın derdini dinlemeyi ve çözüm yolları üretmeyi gerektirir. Ancak bu görevleri yerine getirmeyen bir siyasi figür, halkın gözünde etkisini ve güvenilirliğini hızla yitirebilir. Erzurum'da uzun bir süre halktan kopuk bir şekilde hareket eden CHP Erzurum İl Başkanı da bu gerçekliğin somut bir örneğiydi. Göreve geldiği günden beri sokakta görünmeyen, esnafla buluşmayan, gençlerin sorunlarına kulak tıkayan ve işsizlikle mücadelede bir fiili adım atmayan başkan, bu tutumu nedeniyle haklı eleştirilerin hedefi haline gelmişti,
Bu durum Aras TV haberleriyle de daha geniş kitleler tarafından fark edildi. "Hayalet Başkan" ifadesi, hem başkanın halktan uzak durmasını hem de siyasi sorumluluklarından kaçınmasını çarpıcı bir şekilde özetliyordu. Neyse ki bu eleştiriler, CHP Erzurum İl Başkanını harekete geçmeye zorladı. Uzun bir sessizliğin ardından, başkan nihayet sahaya indi, esnafı ziyaret etmeye, vatandaşın elini sıkmaya ve gençlerin sorunlarını dinlemeye başladı.
Ancak burada önemli bir soru ortaya çıkıyor: Bu geç gelen adımlar, halk nezdinde güven tazelemeye yeter mi? Çünkü kalıcı bir liderlik anlayışı, düzenli ziyaretler, samimi bir iletişim ve somut çözüm önerileriyle mümkündür. Erzurum gibi işsizlik, ekonomik sorunlar ve gençlerin gelecek kaygısıyla boğuştuğu bir şehirde, siyasetçinin halkla iç içe olması bir tercih değil, zorunluluktur.
Serhatcan Eş’in bu hamlesi, bazı kesimlerce olumlu karşılanırken, eleştiriler hâlâ devam ediyor. "Yapılanlar sadece bir algı operasyonu mu, yoksa sahaya inmekte geç mi kalındı?" sorusu şehirde sıkça tartışılıyor. Bazı vatandaşlar, yıllardır çözümsüz kalan sorunların üzerine gidilmesini talep ederken, Başkan Eş’in sahadaki performansının gelecekte CHP Erzurum İl Başkanlığı’nın kaderini de etkileyeceği ifade ediliyor.
Sonuç olarak, halkın nabzını tutmakta geç kaldığı iddia edilen CHP Erzurum İl Başkanı Serhatcan Eş’in eleştirilerin ardından sahaya inmesi, "siyasi baskının etkisiyle mi, yoksa halkın sorunlarına duyulan geç de olsa bir hassasiyetle mi?" sorusunu gündeme getirdi. Erzurum halkı ise gerçek bir değişim ve sorunların çözümüne yönelik somut adımlar bekliyor.
Sayın Eş. tekrar hatırlatırım: Siyaset, halkın sorunlarını dinlemek, anlamak ve çözüm üretmek üzerine inşa edilmiş bir kurumdur. Ancak, toplumun bir kesiminin “halkın ve şehrin sorunlarına Fransız kalmakla” suçladığı, iletişimden uzak ve somut adımlar atmayan bir siyasetçinin varlığı, demokrasi açısından ciddi bir problem teşkil eder. Bu tür bir siyasetçi, yalnızca kendi egosunu ön planda tutarak halkın beklentilerine sırt çevirdiğinde, siyasetin temel amacını göz ardı etmiş olur.
Özellikle bir ana muhalefet partisinin il başkanı gibi kritik bir pozisyonda bulunan bir kişinin, halkla güçlü bir iletişim kurması beklenir. Bu rol, yalnızca iktidarı eleştirmekle sınırlı kalmamalı; aynı zamanda somut projelerle alternatif çözümler sunma sorumluluğunu da içerir. Ancak halkın "çözüm üretemeyen ve çiğ bir adam" olarak nitelendirdiği bir siyasetçi, bu beklentilere yanıt vermekte yetersiz kalıyorsa, bunun altında yatan nedenleri de bir gazeteci olarak sorgularım.
Bir siyasetçinin özgüvene sahip olması elbette önemlidir; ancak bu özgüven, egoya dönüştüğünde toplumdan kopma riski doğar. Halkın ihtiyaçlarını önemsemek yerine, yalnızca kendi başarı hikayesini yazmaya odaklanan bir siyasetçi, samimiyetten uzak bir imaj çizer. Bu durum, halk arasında “ulaşılamaz” ve “duyarsız” bir profil oluşmasına neden olur. Özellikle, vatandaşı dinlemek yerine, yalnızca kendi fikirlerini dayatmaya çalışan bir siyasetçi, toplumun gözünde güven kaybeder.
Bir siyasetçinin halktan kopuk algılanmasının temel nedenlerinden biri samimiyet eksikliğidir. İnsanlar, siyasetçinin yalnızca seçim dönemlerinde değil, her zaman yanlarında olduğunu görmek ister. Ancak bu bağın kurulması için siyasette samimiyet ve içtenlik şarttır. Siyasetçinin yalnızca kürsüde ya da basın açıklamalarında değil, sokakta, pazarda ve mahallede halkla doğrudan iletişim kurması gerekir. Ancak bunu başaramayan bir siyasetçi, halkın gözünde yapay bir figüre dönüşür.
Sayın başkan, sokağa inmeniz, halkın sesine kulak vermeniz elbette olumlu bir gelişme. Ancak bu adımlarınızın oy kaygısından bağımsız, sürekli ve samimi bir şekilde devam etmesi gerekiyor. Aksi halde, bu hareketlilik yalnızca eleştirilerden kaçmak için yapılan geçici bir hamle olarak algılanacak ve güven erozyonunu derinleştirecektir.
Erzurum halkı, kendisine değer veren, dertlerini anlayan ve çözüm üretmek için çaba harcayan bir liderlik bekliyor. sizde, bu beklentiyi karşılamak için daha somut projelerle, kalıcı bir vizyonla ve düzenli bir halk temasıyla çalışmalarınızı sürdürmek zorundasınız. sizde iyi bilirsiniz! TARLADA İZİ OLMAYANIN HARMAN DA YÜZÜ OLMAZ…