Türkiye, kendi geliştirdiği beşinci nesil milli muharip uçağı KAAN’ın seri üretim aşamasına geçmesi sürecinde, hava kuvvetlerinin operasyonel kabiliyetini korumak için uluslararası tedarik anlaşmalarına yöneliyor.
Savunma Sanayii Başkanlığı’ndan alınan bilgilere göre, Türkiye’nin 2028 yılında ilk filoyu hizmete almayı planladığı KAAN projesi tamamlanana dek, müttefik ülkelerle geçici silah sistemleri alımı konusunda görüşmeler sürüyor.
Reuters’ın geçtiği haberde, Türk yetkililer, özellikle Eurofighter Typhoon, F-16 Blok 70 ve alternatif olarak Güney Kore üretimi KF-21 gibi platformların değerlendirildiğini belirtti. Bu görüşmelerin temel amacının, “KAAN tam kapasiteye ulaşana kadar Türk Hava Kuvvetleri’nin caydırıcılığını korumak” olduğu ifade edildi.
Savunma uzmanı Prof. Dr. Mete Göktürk, süreci şöyle değerlendirdi:
> “Türkiye, kendi uçağını geliştirene kadar stratejik boşluk yaşamamak istiyor. Bu nedenle geçiş sürecinde müttefiklerle iş birliği, hem teknik bilgi transferi hem de diplomatik denge açısından kritik.”
Türkiye’nin bu süreçte yalnızca uçak değil, radar sistemleri, elektronik harp donanımları ve uzun menzilli mühimmat gibi destek ekipmanlarını da dış kaynaklardan temin edeceği öngörülüyor.
Ayrıca, Milli Savunma Bakanlığı yetkilileri, KAAN projesinde kullanılan özgün motor, aviyonik sistemler ve radar teknolojisinin büyük oranda yerli üretimle sağlanacağını vurguladı. “Amaç, dışa bağımlılığı en aza indirerek tamamen millî bir hava gücü yaratmak” ifadeleri kullanıldı.
Ekonomik açıdan ise Türkiye’nin bu geçici tedarik sürecinde milyarlarca dolarlık bir bütçeyi savunma modernizasyonuna ayırdığı bildiriliyor. Bu durum, hem savunma sanayii ihracatını artırma hem de yerli üreticilere Ar-Ge desteği sağlama açısından olumlu bir sinyal olarak değerlendiriliyor.
Uzmanlar, Türkiye’nin bu hamlesinin NATO içindeki konumunu da güçlendireceğini düşünüyor. Çünkü geçici alımlar sırasında ittifak ülkeleriyle yapılacak iş birlikleri, hem diplomatik ilişkileri hem de teknik entegrasyonu derinleştirecek.